Nesnelerin interneti trendi hızla yükselişte. Hem teknoloji alanında yatırım yapan şirketler, hem de bu hizmete ihtiyaç duyan kurumlar ya da doğrudan bireysel kullanıcılar için nesnelerin interneti vazgeçilmezler listesindeki yerini almaya hazırlanıyor. Teknoloji dünyası bu alandaki yatırımlarında ciddi adımlar atarken, sektörel, akademik ve kamu kuruluşları arasında gün geçtikçe genişleyen bir işbirliğine sahip olan ve kurucuları arasında AT&T, Cisco, General Electric, IBM ve Intel’in yer aldığı Industrail Internet Consortium (Endüstriyel İnternet Konsorsiyumu) Bosch, Samsung, Dell, Fujitsu, Toshiba, Toyota, Microsoft gibi kurumların üyelikleriyle çalışmalarına devam ediyor.
Bu birliğe geçtiğimiz Temmuz’da katıldığını duyuran Microsoft’un, bu alanda Microsoft Azure İntelligent Systems ve Azure Machine Learning, M2M/SCADA platformu gibi alanlarda yaptığı çalışmalar ve yatırımlar dikkat çekiyor. Microsoft ayrıca geçtiğimiz yıl yine nesnelerin interneti alanında ben de varım dediği başka bir hamle de yapmış, AllSenn Alliance’a katılmıştı. İşletim sistemi ya da başka altyapı farklılıkları gözetmeden birbirlerine bağlı akıllı cihazların ve nesnelerin beraber çalışabilmesi için incelemeler yapan AllSenn Alliance üyeleri, AllJoyn’un açık kaynak kodu üzerinden hareketle, evrensel altyapı sürümü üzerine yaptıkları araştırmalarda cihazların kendiliğinden etraftaki diğer cihazları hiçbir farklılık ayırt etmeksizin bulup onlarla etkileşime geçmesi üzerine işbirliği yapıyorlar. Bu yapıda da Microsoft’un yanı sıra Cisco, Haier, LG, Panasonic, Qualcomm Connected Experiences, Sharp, Silicon Image, Technicolor, TP-Link’in de aralarında bulunduğu 40’tan fazla üye yer alıyor. Özetle Microsoft, yeni ve var olan cihazları bulut hizmetlerine bağlayarak Nesnelerin İnterneti’nden optimum yarar sağlamak üzere çalışmalarına hızla devam ediyor. Güçlü bir cihaz platformu ve geniş bir hizmet ağı geliştirmek konusunda ise Microsoft, Microsoft Azure’a büyük görevler yüklüyor.
Nesnelerin interneti, endüstriyel internet dediğimiz devleşecek sektör için, buradaki potansiyelin anlaşılması, bulut sistemlerinin daha etkin kullanılması için gelinen çok önemli bir nokta. Endüstriyel internetin öncelikli olarak hayat kolaylaştıracağı sektörler arasında havacılık başta olmak üzere ulaşım ve ilaç olduğu söyleniyor. Uçaklarda meydana gelen zamansız bakım sorunlarının neden olduğu gecikmeler ve bunların neden olduğu mali zararlar endüstriyel internet sayesinde son bulacak şeklinde öngörüler yer alıyor. Sağlık sektöründe de kullanılmaya başlayan nesnelerin interneti, yaygınlaşmasıyla birlikte hem sağlık görevlileri ve doktorlar için hayatı kolaylaştıracak, hem de hastaların tedavi süreleri kısalacak. Şu anda Washington’da bir tıp merkezinde MR çekimleri, bulut bilişim üzerinden yapılıyor ve verilerin analiz edilmesi sağlanıyor. Bu da çok ciddi bir zaman tasarrufu anlamına geliyor. Sağlık sorunlarının acil tespit edilmesi gereken kaza gibi durumlarda, örneğin bir nörolog, bir kardiyolog ve ortopedi uzmanı doktor aynı anda verilere ulaşıp hızla analiz yapabilme imkanına sahip oluyor.
İntel’n araştırma uzmanlarından Jennifer Healey ise nesnelerin interneti konusunda arabaları örnek veriyor. Yakın bir gelecekte arabaların birbirini görmesi ve iletişim halinde olmasının planlandığını belirten araştırmacı, bu sayede etrafımızdaki araçların konumunu, hızını, hareket halinde olup olmadığını, durduğu anları görmemizin mümkün olduğunu belirtiyor.
Endüstriyel internet alanındaki çalışmalara en çarpıcı ve somut örneklerden biri de dünyanın önde gelen asansör üreticilerinden olan ve dünyada 1.1 milyon asansör ile hizmet veren ThyssenKrupp’un yatırımı. İmalatçı firma, daha verimli hizmet vermek, arızaları önlemek ve asansör bekleme sürelerini aza indirmek için nesnelerin interneti teknolojisinden yaralanmaya karar verdi ve bunun için Microsoft ve CGİ ile bir ekip oluşturup yeni ağırlıklara ve iş yüküne karşı asansörlerin ‘dayanıklılığını’ artırdı. Asansör üzerindeki motor ısısından hızına kadar her şey binlerce algılayıcıyla denetim altına alındı ve Microsoft Azure Intelligent Systems servisiyle bağlantılı hale getirildi. Power BI for Office 365 ile gerçek zamanlı görüntüleme ve raporlama sistemine aktarılarak bakım ve sorunların takibi adına önemli bir avantaj yakalandı. Microsoft Azure Machine Learning (Azure ML) servisiyle, arızaların daha gerçekleşmeden öngörülebileceği bir platform oluşturularak devreye alındı.