Hızla gözden geçirelim:
Marissa Mayer: Uzun yıllar Google’ın arkasındaki gizli güç olarak bilindi. Daha sonra Yahoo’yu başarıyla yönetti.
Cher Wang: En büyük akıllı telefon markaları arasına kendisinin kurup başkanlığını üstlendiği HTC’yi sokmayı başardı.
Meg Whitman: Forbes’un “dünyanın en güçlü 100 kadını” listesinde 20. sıraya yerleşti. Whitman, daha önce eBay’in CEO’su idi ve geçtiğimiz yıllarda HP’nin başına geçti.
Urusla Burns: 30 yıl boyunca çalıştığı Xerox’un başına 2009 yılında ilk Afrikalı Amerikalı olarak geçti.
Virginia Rometty: IBM’in CEO’su ve şirketin ilk kadın CEO’su.
Sherly Sandberg: Facebook’un global çaptaki operasyonlarını yönetiyor ve pek çok kişiye göre Zuckerberg’in başarısını arkasındaki isim.
Safra A. Catz: Oracle’ın Mark Hurd ile birlikte yeni CEO’su.
Dünyanın en büyük şirketlerinde en üst düzeyde yöneticilik yapan bu isimlerin başarılı, çalışkan, vizyoner olmak gibi ortak noktalarının yanı sıra bir diğer ortak noktaları, teknolojide kariyer yapmış birer işkadını olmaları.
Evet teknoloji dünyasında kadın yazılımcı, kadın veri mimarı, kadın bilgi işlemci vb. görmeye çok alışkın olmadığımızı düşünüyoruz. Ancak kadınların bu alandaki başarı şansının hiç de azımsanmayacak kadar çok olduğunu göstermesi ve ilham vermesi açısından bu isim listesi oldukça anlamlı fakat yeterli değil. Geçtiğimiz yıl Financial Times’ta yayınlanan bir makaleye göre ABD’de faaliyet gösteren ilk 100 teknoloji şirketinin %6’sını kadınlar yönetiyor. Çalışanların geneline bakıldığında ise bu oran ABD’de %22, İngiltere’de %17 civarında. Bu oranların düşüklüğü cesaret kırıcı olmamalı. Aksine kadınların yetenekleri bilgi teknolojilerine çok farklı yönlerden zenginlik ve başarı kazandırıyor; gelecek vaat ediyor. Bu avantajın bilincinde olup bunu fırsata çevirmek bugünün iş yapma şekilleri düşüldüğünde doğru bir kariyer hamlesi olur. Bunun için de öncelikle doğru alanlarda ve kurumlarda eğitim almak, fırsatları doğru değerlendirmek ve sektörde görünür olmak çok önemli.
Linkedin, kendi kayıtlı dataları içinde yaptığı analizde yazılım mühendisi olarak çalışan işkadını oranının diğer sektörlerde çalışan kadın mühendislere göre nerede olduğunu çıkarmış. Linkedin yaptığı araştırmanın sadece Silikon Vadisi’ni değil, tüm dünyayı kapsadığını belirtiyor. Analiz, yazılım mühendisliğinin düşük seviyede olduğunu veriyor ancak asıl mühendislik mesleğinin de diğer sektörlerde de kadınlar tarafından düşük oranda tercih edildiğini söylüyor. Çıkan sonuçlarda yazılım teknolojilerindeki kadın oranı %16’larda kalırken, donanım teknolojilerinde kadın oranı %9’larda. Potansiyelini gittikçe artıran bilgi teknolojileri sektöründe şüphesiz kadın çalışana önemli düzeyde ihtiyaç var ve bu da mesleki arayışı olanlar için önemle üzerinde durulup değerlendirilmesi gereken bir fırsat. Cisco’nun yaptığı bir araştırmaya göre 4 yılda 4 kat büyümesi öngörülen bilişim sektöründeki kadın uzman sayısı %25’lerde. 2015 yılında ise sadece Avrupa’da bilişim sektörü için 800 bin kişiye ihtiyaç duyulacak. Bu rakam, sektördeki potansiyel için ipucu niteliğinde. Diğer taraftan hem şirketler hem de gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerdeki belli başlı kurumlar dijitalleşme çağında kadınların da kariyer sahibi olmaları için çalışmalarına devam ediyorlar. Almanya Federal Bilgi Teknolojileri, İletişim ve Yeni İletişim Araçları Birliği (BITKOM), 2020 yılına kadar bilişim alanında çalışan kadınların sayısını iki katından fazla artırmayı hedefliyor. Bu tip cesaret verici gelişmelerin yanı sıra kişisel gelişim ve eğitim konusunda hedef belirlemek ve belli bir alanda uzmanlaşıp çalışmak bilişim sektöründe kadın-erkek diye bir ayrımın anlamının olmadığının göstergesi olacaktır. Bunun için de en gerekli adım şüphesiz doğru yönlendirmeyle doğru eğitim.